• Keine Ergebnisse gefunden

Excavations at Olympos in 2009

Im Dokument News of Archaeology from (Seite 67-82)

B. Yelda OLCAY UÇKAN

derinleştikçe bol miktarda seramik kap parçası, cam kap parçaları, çiviler ve hayvan kemikleri içeren tabaka sap-tanmıştır. Sondajda ulaşılan içinde küçük taşların da olduğu sert toprak tabakasının yapının zemini olabilece-ği düşünülmüştür. Bununla birlikte bu tabakanın düzen-sizliği ve kent içinde önemli konumda olan bir yapının toprak zeminli olması ihtimalinin düşük olması sebebiy-le sıkıştırılmış toprak tabakanın zemin olduğu kesinlik kazanmamıştır.

Alanda yapılan kazı çalışmalarında ele geçen küçük buluntular arasındaki Bizans sikkesinin, İmparator II.

Justin’e (İ.S. 575-76) ait Theupolis (Antakya) basımı bir yarım follis olduğu anlaşılmıştır. Giriş kompleksinde yürütülen çalışmalarda gövdesi sağlam unguentarium ile tüme yakın bir pişmiş toprak kandilin yanı sıra çeşitli biçim ve işlevde seramik, cam, metal, kemik objeler ele geçmiştir. Buluntular ile ilgili yapılan ilk değerlendirme-ler, ağırlıklı olarak İ.S.5-6. yy.’lara ait olduklarını göster-mektedir.

Kazı çalışmalarının ardından gerçekleştirilen rölöve çalışmalarında yapının kazı sonrası durumu lazer tarayı-cı ölçüm cihazıyla belgelenmiştir. Kazı çalışmaları sıra-sında içleri boşaltılan kemerlerin destekleri ile açıklıkla-rı ahşap konstrüksiyonla geçici koruma altına alınmıştır (Res. 1).

S8/VII-Y1 Mozaikli Yapı Sondaj, Belgeleme ve Koruma Çalışmaları

1992 yılında Antalya Arkeoloji Müzesi tarafından

yapı-shards, nails and animal bones. A layer of hard soil con-taining small stones was at first thought to be the floor, but the irregularity of this layer, as well as the prime loca-tion of the building inside the city, decreased the likeli-hood for such a floor. Thus, the floor has not been deci-sively identified yet.

A Byzantine coin uncovered with both sides legible was identified as a half-follis struck at Theupolis (modern Antakya) from the 10th regnal year of Emperor Justin II, (i.e. A.D. 575-76.) Among other finds are unguentarium, a terracotta lamp almost intact, and various baked clay, glass, metal and bone objects. Preliminary evaluation of the finds all indicate 5th-6th centuries A.D.

Following the completion of the excavation, the build-ing’s condition was documented using a laser scanner.

The arches exposed during excavation were supported by wooden construction (Fig. 1).

Sounding, Documentation and Conservation Work at S8/VII-Y1 Building with Mosaics

Priority was given in 2009 to initiate protection of the mosaics in the building uncovered as a rescue excava-tion by Antalya Archaeological Museum in 1992. The mosaics had been exposed to the elements since that time (Plan 1). As it was planned to store the mosaics in Room G, whose superstructure is still intact, a sounding was dug to explore its floor level. Despite rising water problems, excavations continued and, when the silt was finally removed, the mosaic floor was exposed. The Çiz. 1 Giriş kompleksi plan

Dwg. 1 Entrance complex, plan Plan 1 Olympos antik kenti, plan

Plan 1 Olympos city, plan

KAZI RAPORLARI EXCAVATION REPORTS

tahribata maruz kalan mozaiklerinin korunması 2009 yılı çalışmalarında öncelikli olarak programlanmıştır (Plan 1). Üst örtüsü ayakta olan G Odası’na mozaiklerin istiflenmesi planlandığından öncelikle henüz kazısı yapılmamış mekânın zemin tespiti için sondaj açılmıştır.

Sondaj alanında kaynayan suya rağmen derinleşilmiş ve mil tabakasının temizliğinin ardından mozaik zemin ortaya çıkarılmıştır. Suyun tahliye edilmesiyle mozaiğin pano şeklinde düzenlenmiş saç örgüsü bordüre sahip, figürlü bir parça olduğu anlaşılmıştır. Ceylan figürüne ait olması muhtemel ayak ve gövdeye ait kısımlar ile figürün hemen önünde bitkisel motif saptanmıştır. Bu çalışmanın ardından alanın kontrolünün sağlanması ve mozaiğin tahrip olmaması için açılan sondaj kapatılmış, önceki yıllarda ortaya çıkarılan mozaiklerin bu bölümde depo-lanması fikrinden vazgeçilerek yapının bütününe yöne-lik koruma çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda yapının içine denetimsiz girişleri engellemek amacıyla açıklıklar demir parmaklıkla kapatılmış; statik açıdan tehlikeli durumda olan bölümlerde destek sistemleri oluşturularak geçici koruma tedbirleri alınmıştır.

Mozaikli Yapı’da toprak yüzeyinden takip edilemeyen ve aniden kesilen duvarları tespit edilerek planının tamam-lanması 2009 yılı çalışmalarının bir diğer içeriğidir.

Yapının atrium olduğu düşünülen kısmında kuzeybatı yönünde duvarlar takip edilerek temizlik yapılmış, duvar hattı takip edildiğinde batı yönünde duvarın köşe yapa-rak su kanalına paralel bir şekilde doğuya doğru ilerledi-ği tespit edilmiştir. Temizlik esnasında yoğun miktarda İ.S. 5.-6. yy.’lara tarihlendirilen seramik parçaları ele geçmiştir.

a hair-braid motif. The figure has its legs and part of its body, and possibly is that of a gazelle. A floral motif directly in front of the figure was also identified.

Following this work, the sounding was refilled in order to protect the mosaic and storage idea was changed to a different location. Conservation was planned for the entire building. For this purpose, openings were fixed with iron bars and unstable parts were statically rein-forced as a temporary measure.

In 2009 extensions of the walls of the building with Mosaics were followed to determine its complete floor plan. In the area thought to be the atrium, walls were followed toward the northwest until the wall made a sharp turn, extending parallel to the water canal. During the cleaning, mainly potsherds of the 5th-6th centuries were found.

Excavation and Documentation Work at S7/VII-KK4 and S7/KK3 (Area A)

The 2009 work at the building complex, comprised of interconnected units enclosed by a wall, began with excavations in the annex building formerly called Church B and shown as S7/VII-KK4 in the city map (Plan 1.) Excavations revealed the building was annexed to Church A by a transept and was actually the baptistery (Dwg. 2). The baptistery has a three-aisled basilical lay-out with a narthex on the west, similar to a small church.

Res. 1 Giriş kompleksi, genel görünüm Fig. 1 Entrance complex, general view

Çiz. 2 A Alanı, Transeptli Bazilika ve Vaftizhane, plan Dwg. 2 Area A, Basilica with Transept and baptistery, plan

S7/VII-KK4 ve S7/VII-KK3(A Alanı) Kazı ve Belgeleme Çalışmaları

Birbirleriyle bağlantılı birimlerden oluşan ve bir çevre duvarıyla dışa kapalı olan yapı kompleksi içerisindeki 2009 yılı kazı çalışmalarına daha önce “B Kilisesi” ola-rak tanımlanan kent planında S7/VII-KK4 koduyla göste-rilen ek yapı içerisinde başlanmıştır (Plan 1). Kazı esna-sında transeptli A Kilisesi’nin ek mekânı olan yapının

“Vaftizhane” olduğu anlaşılmıştır (Çiz. 2). Vaftizhane küçük bir kilise gibi; batıda nartheksli üç nefli bazilikal plan şemasındadır. Yapının zemininin saptanması ama-cıyla güney nefde yapılan kazı çalışmaları sırasında kaba yonu taşlardan oluşturulmuş stylobata ulaşılmıştır.

Stylobat üzerinde in situ konumda bir sütun kaidesi tes-pit edilmiştir. Güney nef zemininde ise değişen ölçüler-de kireç taşı plakalar ortaya çıkarılmıştır. Güney nef üzerindeki bu çalışmalarda çok sayıda erken Bizans Dönemi özellikleri gösteren levha, balustrad ve arşitrav parçaları ile, tüm olarak haç kabartmalı bir İon-impost sütun başlığı bulunmuştur. Güney duvar üzerinde eşke-nar dörtgen ve balık pulu motiflerinden oluşturulmuş freskoların izleri görülmektedir.

Vaftizhane içerisindeki çalışmalara doğu yönde apsis önünde devam edilmiş ve haç planlı vaftiz havuzu ortaya çıkarılmıştır (Res. 2). Moloz taş kullanılarak örülmüş vaftiz havuzu duvarlarının zeminden yüksek kalan dış yüzeylerinin ve tüm iç yüzeyinin beyaz mermer plakalarla kaplandığı anlaşılmaktadır. Havuzun doğu haç kolu yarım daire şeklinde sonlanmaktadır.

Kuzey ve güney haç kollarından beş basamak ile ortadaki kare alana inilmektedir. Batı haç kolu içerisinde yüksek bir seki bulunmaktadır. Doğu haç kolunun yarım daire yüzeyinde en alt seviyede renkli mermer kullanıldığı (siyah ve sarı) tespit edilmiştir. Batı haç kolu zemin seviyesinde pişmiş topraktan 5 cm. çapında gider deliği bulunmaktadır.

Vaftizhanenin nartheksinde yürütülen kazı çalışmaları sırasında batı duvar önünde beyaz kireç taşı plakalardan oluşturulmuş zemin döşemesi açığa çıkarılmıştır.

Narthekste batı duvar üzerinde görülen ve nitelikli tuğla işçilikleriyle dikkat çeken nişlerin zeminle ilişkisi tespit edilmiştir. Görülen beş nişten diğerlerine göre daha dar olan ikinci ve dördüncü nişler zemine ulaşmadan son-lanmaktadır. Geniş olan diğer üçü ise zemine ulaşmak-tadır. Bu veriler neticesinde nartheksin litürjinin önemli bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Narthekste erken Bizans Dönemi özellikleri gösteren çok sayıda levha parçası, İon-impost sütun başlığı parçaları, kyme parça-ları ve üzerinde matkap işçiliğe sahip plaster başlığı parçaları ele geçirilmiştir. Aynı alanda bulunan yazıt

Excavations to reach the floor level of the south aisle exposed the stylobate that was built with roughly cut stones. A column base was in situ on the stylobate. The floor of the south aisle was paved with limestone slabs of various sizes. The work brought to light numerous early Byzantine panels, and the balustrade, along with archi-trave fragments. An intact find was an Ionic-impost capi-tal with a cross motif in relief. Traces of the frescoes on the south wall are identified as compositions of rhombi and fish scale motifs.

Work in the baptistery continued at the eastern apse. In front of the apse was a cruciform baptismal font (Fig. 2.) The font was faced with white marble slabs with rubble fill, and its walls, both inside and outside, rose above the floor. The east arm of the cruciform font terminates as semicircular. Five steps in both the south and north arms lead down to the square area in the middle. The west arm has a high bench, and at the bottom level of the west arm is a drainage hole of 5 cm. in diameter. At the bottom level of the east arm is a coloured marble section in black and yellow.

Excavation in the narthex of the baptistery brought to light white limestone floor pavement at the west wall.

There are five niches on the west wall, all noteworthy for their quality brickwork. The second and fourth niches are narrower and terminate high above the floor, while the other three reach down to floor level. Data obtained sug-gests the narthex was an important part of the liturgy.

Work in the narthex brought to light numerous panel fragments, Ionic-impost capital fragments, cyma and pilaster capital fragments with drill work. There is an inscription fragment uncovered that is exceptional in its high quality workmanship which reads “EAIWN”

(Fig. 3). The 2009 work at Area A was documented with Res. 2 A Alanı, Vaftizhane, vaftiz havuzu

Fig. 2 Area A, Baptistery, baptismal font

KAZI RAPORLARI EXCAVATION REPORTS Okunabilen kısımda “ЕΑΙWΝ” harfleri görülmektedir. A

Alanı kazı çalışmaları üç boyutlu lazer tarayıcı kullanıla-rak belgelenmiş; çalışılan tüm alanlar kazı sezonu dışın-da olabilecek tahribatlara karşı jeotekstil ile örtülerek kapatılmıştır.

Roma Dönemi Mimarisi Araştırmaları ve Kent Dokusu

2007 yılında başlamış olduğumuz, Roma Dönemi mima-risini anlamaya yönelik çalışmalar 2009 yılında da sür-dürülmüştür. Bu doğrultuda güney kentin tümünde yapılan araştırmalar, ağırlıklı olarak Liman Bazilikası ve Büyük Hamam çevresinde yoğunlaşmıştır.

2008 sezonunda Liman Bazilikası alanındaki çalışmalar sırasında, köprü ayağında devşirme olarak kullanılmış arkhitrav bloklarıyla paralellik gösteren parçalar tespit edilmiş ve bunların Liman Bazilikası alanındaki Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait bir yapıyla bağlantılı olduğu önerilmiştir. Alandaki durumun anlaşılmasına yönelik olarak, Liman Bazilikası’nın güneydoğu köşesinde, in situ olarak tespit ettiğimiz iki paye ve bunların oturduğu stylobat çevresinde çalışılmıştır. Ayrıca Büyük Hamam’ın güneybatısında bulunan ve C Yapısı olarak isimlendirilen binanın çevre temizliği ve günümüze ulaşan cepheleri-nin belgeleme çalışmaları tamamlanmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda Roma kenti planına ait veriler plan üzerine yerleştirilerek, cadde-sokak dokusuna yönelik öneri sunulmuştur. Bu çalışma doğrultusunda, sadece Olympos’taki mevcut Roma Dönemi mimari öğelerini içeren bir plan çalışması tamamlanmış ve bu planın üç boyutlu modeli yapılmıştır.

Liman Bazilikası’nda çok sayıda Roma Dönemi’ne ait mimari blok ile yapının apsisinin tümüyle ikinci kulla-nımda özenli işlenmiş devşirme bloklardan yapılmış olduğunun tespiti nedeni ile önerdiğimiz, Liman Bazilikası alanının Bizans Dönemi öncesi önemli bir Roma İmparatorluk Dönemi yapı alanı olduğu tezi güç-lenmiştir. Bu alandaki Roma Dönemi yapısının, limana yakın konumu üzerinden, kentin iç kesimleriyle liman bağlantısını sağlayan ve tiyatro ile aynı aksı yakalayaca-ğını düşündüğümüz, kentin ana caddelerinden birine yakın olduğu önerimiz ise doğrulanmıştır.

Liman Bazilikası’nın kuzeydoğu köşesinde, büyük çoğunlukla in situ olarak tespit edilen Roma Dönemi mimari elemanları, stoa benzeri bir mimarinin başlangıç köşesi olarak düşünülmektedir (Çiz. 3). Bu doğrultuda kent planı üzerindeki incelemelerimizde, bu köşe nokta-sıyla aynı doğrultu üzerine oturan Büyük Hamam ve C Yapısı kentteki ana aks üzerine düşüncelerimizi kuvvet-lendirmektedir (Plan 2). Yine Liman Bazilikası’nın hemen

ered with geotextile to prevent any damage until the next campaign.

Research on the Roman Architecture and Urban Texture

The research work on Roman architecture in Olympos started in 2007 continued. In this context, research in the south settlement focused on work in and around the Harbour Basilica and the Large Baths.

In the 2008 campaign, parallel architrave blocks reused in the bridge pier were noted around the Harbour Basilica and were proposed to be linked with construc-tion work of the Roman Imperial period. In order to clarify that proposal, work focused on two piers in situ with their stylobates. These piers had been identified in the southeast corner of the Harbour Basilica. In addition, cleaning of the Building C, located to the southwest of the Large Baths, and documentation of the extant facades were completed. Based on the data obtained regarding the Roman settlement, the plan was updated and a proposal was made for the street network. In this context, a city plan containing only the Roman Res. 3 A Alanı Vaftizhane nartheksinde bulunan kitâbe parçası Fig. 3 Area A, inscription fragment uncovered in the narthex of the Baptistery

Çiz. 3 Liman Bazilikası’nın kuzey doğu köşesinde tespit edilen mimarinin doğudan görünüşü

Dwg. 3 View from the east of the architecture identified in the northeast corner of the Harbour Basilica

doğusunda bulunan Liman Hamamı’nın da ana aks üze-rinde olması bu öneriyi destekler niteliktedir. Cadde, kent planı üzerinde net olarak C Yapısı’na kadar izlen-mektedir. İncelemeler henüz tamamlanamamış olsa da, C Yapısı’nın batısındaki alanda bazı Roma Dönemi duvar izleri gözlemlenmiştir. Yoğun bitki örtüsü nedeniy-le detaylı olarak görünedeniy-lememenedeniy-lerine karşın, özelliknedeniy-le poligonal duvar örgü sistemine sahip kesme taş duvarlar caddeyle ilgili fikir vermektedir. Bu alanlarda izlenen duvarlar, kent planı üzerine yerleştirilen Roma Dönemi aksının, C Yapısı’nın hemen batısından güneye doğru yaklaşık 5 m. kıvrılarak tekrar batı yönünde devam ettiği izlenimi uyandırmaktadır. Bu hattın tiyatronun kuzeyine uzandığı düşünülmektedir (Plan 2).

Kentin güney ve kuzey yakalarını birbirine bağlayan köprünün bulunduğu alandan, güney kentin içine uza-nan bir caddenin varlığı hipotetik olarak düşünülmekte-dir. Bu caddenin tespitine yönelik yürütülen arazi çalış-maları sırasında, C Yapısı’nın batısında görülen Roma Dönemi duvarları önemlidir. Öneri olarak sunduğumuz, köprüden güneye doğru uzanan caddenin aksında kalan bu duvarlar, bu alandaki bir caddenin var olduğu görü-şünü desteklemektedir. Kent planı üzerine hipotetik ola-rak yerleştirilen bu cadde, limanla tiyatro arasında uza-nan cadde ile dik açıyla kesişmektedir. Güney kentin dik eksenli ana caddelerinin bunlar olduğu önerilebilir.

Ayrıca C Yapısı’nın doğusunda, yapının doğu duvarına paralel uzandığı anlaşılan, yakın duvar işçiliğine sahip

architectural remains was completed and a 3-D model of this plan was prepared.

The numerous Roman architectural pieces reused in the Harbour Basilica and its apse was built with re-used, finely worked blocks would suggest that the area where the Harbour Basilica is located was originally a Roman Imperial settlement area. Our hypothesis was verified by the fact that the Roman building, based on its proximity to the harbour, its being on the same axis with the thea-tre, and was close to a main street that connected inner parts of the city to the harbour.

It was thought that the Roman architectural elements mostly identified in situ in the northeast corner of the Harbour Basilica originally constituted the beginning corner of a stoa-like architecture (Dwg. 3). Close exami-nation of the city plan supports our hypothesis that the main axis of the city is based on the Large Baths and Building C. It is also on the same line with the aforemen-tioned corner (Plan 2). Furthermore, that the Harbour baths located right to the east of the Harbour Basilica is also on the main axis also supports this proposal. The street can be followed up to the Building C on the city map. Although not completely examined in 2009, there are some Roman period walls remaining in the area, just right to the west of Building C. Walls built with cut stone in polygonal masonry, not clearly visible due to dense vegetation, do give an idea about the street. Walls traced in these areas suggest the Roman period city axis, mapped on the city plan, turns about 5 m. south, just to the west of the Building C and then continues westward again. This axis is thought to extend to the north of the theatre (Plan 2).

Hypothetically, a street would extend into the south city from where the bridge connecting the north and south sides of the city is located. In the course of fieldwork done to identify this street, the Roman period walls to the west of the Building C are important. These walls, on the same axis as the hypothetical street which should extend south from the bridge, would tend to support this hypothesis. Such a hypothetical street placed in the city map is perpendicular to the street extending between the harbour and the theatre. It can be proposed that these are the main perpendicular streets of the south city. In addition, to the east of the Building C are blocks forming a corner in the northwest, with one arm extending paral-lel to the east wall of the building. This may be consid-ered an important datum for the street network. In this area there appear to be two Roman buildings of dimen-sions. A distance of 1.50 m. between the Building C and the wall to its east can be considered as an alley between the buildings. Indeed, an imaginary line in this direction Plan 2 Olympos antik kenti planı, Roma Dönemi kent dokusu

KAZI RAPORLARI EXCAVATION REPORTS ve kuzeybatıda bir köşe oluşturan bloklar, kentin sokak

dokusu konusunda bir diğer önemli veri olarak değerlen-dirilebilir. Bu alanda benzer oranlarla inşa edilmiş iki adet Roma Dönemi yapısı olduğu görülmektedir. C Yapısı ve doğusunda bulunan duvar hattı arasında kalan yaklaşık 1.50 m. aralık ise yapılar arasında kalan bir sokak olarak düşünülebilir. Nitekim bu doğrultuda kent planına eklenen bir hat, ana cadde olarak önerdiğimiz doğu-batı doğrultusuna dik açıyla bağlanmaktadır.

Ayrıca C Yapısı’nın doğu duvarı üzerindeki açıklıkların kapı olduğu düşünülecek olursa, bu iki yapı arasında

Ayrıca C Yapısı’nın doğu duvarı üzerindeki açıklıkların kapı olduğu düşünülecek olursa, bu iki yapı arasında

Im Dokument News of Archaeology from (Seite 67-82)