• Keine Ergebnisse gefunden

Documentation of the Wall Paintings in 2009

Im Dokument News of Archaeology from (Seite 62-67)

S. Yıldız ÖTÜKEN – Nilay ÇORAĞAN KARAKAYA – Ebru Fatma FINDIK

KAZI RAPORLARI EXCAVATION REPORTS

geç 11. yy.’ın ortalarına doğru veya daha erken bir tarih-te alanı sınırlandıran söz konusu yapıların inşası sırasın-da burasırasın-daki mekânlarla bağlantıyı sağlayan açık bir alana dönüştürüldüğü anlaşılmıştır. Önceki yayınlarda da belirttiğimiz gibi alanın kuzey doğusunda 0.25-0.29 m. kotta bulunan in situ pithoslar, kırık pithos ve seramik parçaları 0.30 m. kottaki yaşamın 6.-7. yy.’a tarihlendir-memizi sağlar. Mekânların tam olarak hangi tarihte terk edildiğini söylemek şimdilik güç görünse de kuzeybatı-daki mekânın 0.30 m. kottaki zeminin kırık döşemeleri, olasılıkla 529 yılındaki depremin izleri olmalıdır. 0.90 m.

kot altında özellikle zemin üstlerinde geç Roma - erken Bizans Dönemi’ne; 1.10 m. kottan itibaren ise Ortaçağ ait sırlı ve sırsız seramik buluntular ele geçmiştir. 2009 yılında bu alanda çalışmalara devam edilmiş, 0.30 m.

kotta zemin döşemeleri ile alanın kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda en yüksek kotu 0.50 m. olan duvarın devamı ortaya çıkarılmıştır. Aynı alanda D yapısının orta mekânına bitişik bir açmada 2008 yılındaki çalışmalarda bir örme küp tespit edilmiştir. Bu yıl aynı alanda çalışma-lara ağırlık verilerek açmanın kuzeyinde iki örme küp temizlenmiştir. Küplerin ağızları 1.00 m. kotta, 60 cm.

çapında 10 cm. kalınlığındadır; üzerleri 1.10 m. kotta kaba yonu murçlu iki yuvarlatılmış taşla kapatılmıştır.

Daha önce bulunan güneydeki ezme havuzunda presle-nen yağ (?), havuzun güneyindeki içi pembe harçla kaplı olan havuzda biriktirilmekte buradan kaplarla alınarak küplerin üzerindeki delikten içine akıtılarak depolan-maktadır. Böylece küplerin içinde depolananlar muhafa-za edilmektedir. Küplerin içinden az miktarda yerel üretim olduğu düşünülen kırmızı hamurlu sırsız seramik

rooms, from unknown reasons, the area was transformed to an open space by the mid-11th century at the latest, but in relation to the surrounding rooms. As stated in previous publications, the in situ pithoi, broken pithos and ceramic shards uncovered at 0.25-0.29 m. level in the northeast of the area, allowed a dating to the 6th-7th centuries A.D. Although it is difficult to clearly state when these rooms were abandoned, broken flooring at the 0.30 m. level bear evidence and damage left by the earthquake of 529. Glazed and unglazed pottery frag-ments of the Late Roman – Early Byzantine periods were found, particularly under the 0.90 m. level, while those of from the Middle Ages were found at the 1.10 m. level.

Work continued here in 2009 with the extension of the east-west wall. Its top, at the 0.50 m. level in the north of the area, and the flooring at 0.30 m. level were uncov-ered. In the same area, a masonry jar was found in a trench adjoining the middle room of building D in 2008.

As work continued, two more masonry jars were found and cleaned in the north of the trench. The mouths of these jars were at the 1.00 m. level, and measured 60 cm. in diameter and 10 cm. thick. The two jars were closed off with two roughly chiselled and rounded stones at the 1.10 m. level. Possibly, these were used in an olive oil (?) making process. Evidence reveals a pos-sible pressing pool, coated with pink plaster, in the south of the area, where the oil might have been collected, then taken from there with carrying vessels and poured into these jars through the top. Thus, the jars were likely storage containers. In the jars were a few unglazed pot-tery of red fabric, thought to be local production. The jars were right under the threshold levels of building D, which was determined to have been in use in the 12th century. In light of this, these jars must have been in use just before 12th century.

Work on the Podium

In 2007, work was resumed in an area labelled the

“podium area.” This area was accessed by stairs to the east of the church. In the next campaign in 2008, a very strong north-south wall was uncovered in the east of the trench and other walls were attested to extend eastward.

This year, four trenches were dug exposing those eastern walls. In the same area, in the podium trench at 3.50x3.80 m., alluvial earth was removed to the 5.75 m.

level and a mortared floor was uncovered at the 2.40 m.

level. A room was exposed in the east of the area, its walls standing to 2.77-2.43 m. on the east, 2.81 m. on the west, 2.53-2.62 m. on the south, In the east wall of the trench the jambs of a door leading into a room were found. The upper level was at 3.21 m.

Çiz. 1 Myra Aziz Nikolaos Kilisesi Kazısı, genel plan (N. Çorağan Karakaya 2009)

Dwg. 1 Myra, excavation of St. Nicholas Church, general plan (N.

Çorağan Karakaya 2009)

buluntu ele geçmiştir. Küpler, 12. yy.’da kullanıldığı anla-şılan D yapısının kapı eşik kotlarının hemen altındadır.

Dolayısıyla küplerin bu yüzyıldan hemen önceki bir dönemde kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Podyumda Yapılan Çalışmalar

2007 yılından itibaren kilisenin doğusunda merdivenler-le çıkılan ve podyum olarak adlandırılan alanda çalışma-lara yeniden başlanmıştır. 2008 yılında açmanın doğu-sunda kuzey-güney yönünde çok sağlam bir duvar açığa çıkarılmış ve doğuya doğru devam eden başka duvarlar olduğu anlaşılmıştır. Bu yıl kuzey-güney yönündeki duvarın doğusundaki mekânları açığa çıkarmak amacı ile burada dört açma bitirilmiştir. Aynı alanda boyutları 3.50x3.80 m. olan podyum açmasında 5.75 m. kottan itibaren alüvyonla birlikte toprak kaldırılmış; 2.40 m.

kotta güneybatıda harçlı bir zemin ortaya çıkmıştır.

Alanda doğuda 2.77-2.43 m., batıda 2.81 m., güneyde ise 2.53-2.62 m. yüksekliğinde duvarlarla sınırlanan bir mekân açığa çıkarılmıştır; açmanın doğu duvarında üst kotu 3.21 m. olan mekânın girişine ait kapının söveleri bulunmuştur. Mekânın içindeki, güneyde duvarlarla bölüntüye uğratılarak oluşturulan, ikinci mekânın içinde işlevi bilinmeyen bir kuruluş tespit edilmiştir. Kuruluşun kuzey duvarına bitişik, aşağıya eğimi olan yanlardan kırık kalın bir künk suyun akması için yerleştirilmiş;

buradan akan suyun doğuya doğru döşemenin altından devam eden bir kanalla dışarı aktarıldığı anlaşılmıştır.

Suyun aktığı kanalın zemini, muhtemelen Roma Dönemi’ne ait, geniş ve kalın bir tuğla ile kaplıdır.

Kanalın içinde suyun akışı için devam eden başka bir kaplama ya da künk yoktur. Bölünerek uğratılarak oluş-turulan bu sistem doğudaki kapı ekseninde olması nede-niyle dış duvarlardan sonraki bir evrede inşa edildiği düşünülebilir.

Piskoposluk İkametgâhının Alt Katındaki Çalışmalar Piskoposluk ikametgâhı (Episkopeion) olarak bilinen B yapısının orta mekânının batı duvarında bulunan ve son-radan örülerek kapatılan kapının içinden mekâna doğru bir temizlik çalışması yapılmıştır. Temizlik sırasında sırsız seramik, kırmızı astarlı seramik, cam, çivi, kemik gibi buluntular ele geçmiştir.

Küçük Buluntular

2009 kazı sezonunda önceki yıllardaki gibi mimari plas-tik eserler içinde bitkisel motifli delikli levhalar ağırlıkta-dır. Ayrıca sütun başlık ve kaide parçaları, levha, profilli

The second room formed by walls in the south of this room, contains an unidentified installation. A thick pipe broken on the sides, was installed downward to adjoin the north wall apparently for water drainage. The drain-age system was completed by conveying it outside through a canal under the flooring. The floor of this canal was paved with wide and thick bricks, possibly of the Roman period. The interior of the canal does not feature any other pavement or channelling or piping. This system appears somewhat out of place in the room’s interior, and perhaps was built at a later date than the outer walls.

It lies on the same axis as the east doorway.

Work in the ground floor of the Episcopal Residence Cleaning inward was begun from the blocked west door-way of the middle room of the ground floor of the build-ing B known to be the Episcopal Residence (Episkopeion).

Cleaning work unearthed unglazed pottery, red slip wares, glass, nails, bone etc.

Small Finds

As before, open-work panels with floral decorations con-stituted the majority found among the architectural sculpture in 2009. In addition, column capitals and base fragments, panels, pieces with profile, inscriptions, piec-es with reliefs, architravpiec-es, window lattice screens, col-umns, threshold blocks, church balusters, and numerous pieces of opus tessellatum and opus sectile were also noted. One of the important finds of the year was a woman’s bust, possibly dating to Antiquity (Fig. 1). Five coins of anonymous A2 group were found, two of which are the same as those uncovered before. Metal finds included lamp wicks, lids and hangers, iron rings, hinges, arrowheads, nails and numerous unidentified pieces.

Glass finds are dominated by flat and round window glasses. Others include knobbed lamp stems, beads,

Res. 1 Heykel başı Fig. 1

KAZI RAPORLARI EXCAVATION REPORTS

şebekesi, sütun, eşik taşı, templon payesi, çok sayıda opus tessalatum ve opus sectile parçası ele geçmiştir. Bu yılın önemli buluntularından biri Antik Dönem’e ait olduğu düşünülen bir kadın büstüdür (Res. 1). 2009 yılında, ikisi önceki yıllarda ele geçen sikkelerle aynı olmak üzere Anonim A2 grubunda, beş sikke ele geçmiş-tir. Madenler içinde kandil fitili, kapak ve askıları, demir halka, menteşe, ok ucu, çivi ve işlevi anlaşılamayan çok sayıda parça bulunmuştur. Cam buluntularda önceki yıllarda olduğu gibi düz ve yuvarlak pencere camları yoğundur. 9.-12. yy.’larda benzerleri olan bilyeli kandil çubukları, boncuk ve çeşitli kaplara ait çok sayıda ağız, gövde ve kaide parçaları dikkati çeker. Cam eserlerde süsleme olarak Demre’de çok kullanılan mavi cam ipli-ğinin kullanıldığı parçalar ele geçmiştir. Seramik bulun-tular ağırlıkla geç Roma - erken Bizans Dönemi’ne aittir.

Kırmızı astarlı seramikler içinde önceki yıllarda ele geçen örneklerle uyumlu olarak çeşitli kase, kapalı kap-lar, testi, leğen, mortarium parçaları yoğunlukla 6.-7.

yy.’a tarihlendirilir. Boyalı seramikler pişirme kapları, tava kulpu, çeşitli kapalı kaplar, kandillere yağ koymak için kullanılan kaplara ait (Lamp filler) boyalı emzikler, halka dipli kaseler, maden kapların taklidi olan tutamak-lı kulplu kap parçalarıdır. Ortaçağ’a ait sırtutamak-lı seramik sayısı azdır. Bu buluntular içinde Ege mal grubuna ait kazıma tekniğinde bezemeli seramiklerin yanı sıra doğu Akdeniz’den ithal edildiği düşünülen Levanten seramik-leri, İstanbul imalatı olduğu sanılan beyaz hamurlu sera-mikler vardır. Ayrıca Osmanlı Dönemi’ne ait Çanakkale üretimleri buluntular arasındadır.

Kuzey Arkaddaki Restorasyon Çalışmaları

2009’da, kuzeydeki alüvyon toprağın yağmur suyunun etkisi ile kaymasıyla yıkılan, kuzey arkadın doğu bölü-münde, kazı sonrası restorasyon çalışmalarına başlanmış olması önemlidir (Çiz. 2).

rims, and body and base fragments belonging to various vessels. As for decoration, there are examples with blue glass threads, widely used at Demre. Ceramic finds are chiefly from the late Roman – early Byzantine period.

Examples of red slip ware are congruent with finds of previous years and fragments of various bowls, closed vessels, jugs, basins and mortaria are all dated to the 6th -7th centuries. Painted wares include examples of cooking vessels, pan handles, various closed vessels, painted noses of lamp fillers, bowls with ring bases, and vessels with lugs imitating metal vessels. The number of glazed medieval pottery is very low. In addition to the engraved ceramics of Aegean ware, there are Levantine ceramics, thought to have been imported from the east Mediterranean, as well as ceramics with a white fabric from Istanbul. Çanakkale ware of the Ottoman period were also found.

Restoration Work at the North Arcade

It is worth noting that restoration was initiated after exca-vating the east section of the north arcade which had collapsed from an alluvial slide after heavy rains (Dwg. 2).

Documentation and Evaluation of Wall Paintings Documentation, conservation and repair work of the wall paintings in the inner narthex was completed by archaeologist-restorer R. İşler and his team in 2008.

Evaluation work continued here in 2009. Paintings on the vault of the inner narthex, previously thought to be scenes of council, now are recognized to be synod scenes. They are very unique within Anatolia (Fig. 2).

These scenes, belonging to what is called endemousa synodos, were of bishops conventions, convened by the Patriarchate at Constantinople. Administration and juris-diction functions of these meetings were regulated by

Çiz. 2

Myra, 2009 kuzey arkad, restorasyon öncesi (F. Zarşati 2009)

Dwg. 2

Myra, north arcade before restoration in 2009 (F. Zarşati 2009)

Duvar Resimlerini Belgeleme Çalışmaları ve Değerlendirme

2008’de Arkeolog-Restoratör R. İşler ve ekibi tarafından tamamlanan iç nartheksteki duvar resimlerinin belgele-me, koruma-onarım çalışmalarından sonra, 2009’da buradaki resimlerin değerlendirmelerine devam edilmiş-tir. Konsil toplantısı olarak düşünülen ancak araştırmala-rımız sonucunda sinod sahneleri olduğu tespit edilen iç nartheksin tonozlarındaki resimler, Anadolu çerçevesin-de üniktir (Res. 2). ‘Ençerçevesin-demousa Sinod’ olarak nitelendiri-len bu sahneler, Konstantinopolis patrikliğinin gerçekleş-tirdiği ve düzenli bir şekilde devam eden piskoposlar toplantısıdır. Bu toplantıların yönetim ve yargı işlevleri kanonlarla belirlenmiştir; konular dogmatik ve liturjiktir.

Patrikliğin başkanlığındaki bu toplantının üyeleri baş-kentte ve ya başkent yakınlarında ikamet eden ve bu bölgeyi ziyaret eden piskoposlardan oluşur. Bu toplantı-ların kökeni Konstantinopolis’in imparatorluk başkenti olduğu 4. yy.’a kadar geri gider; teknik bir terim olarak ilk kez 448 yılında kullanılmıştır. Bağımsız piskoposların kendi kişisel ve resmi işleri için imparatorluk başkentine yakın olmaları doğal bir sonuçtur; böylelikle isteklerini ve şikayetlerini iletmeleri kolaylaşmaktadır. Başlangıçta Endemousa’nın yapısı tam belirlenmemiştir. 9. yy.’dan itibaren ise metropolitler autokefal başpiskoposlar ve beş kişilik yönetici kadrosu ile sınırlıdır. Toplantıların üyeleri 11. yy.’daki Türk işgali ve Konstantinopolis’te ikamet piskoposların artması ile çoğalmıştır. Daha geniş çaplı konsiller Paleologoslar döneminde gerçekleştirilmiştir;

ancak bunlar ‘Endemousa’ ile aynı özelliği taşımazlar (A. Papadakis, ”Endemousa Synodes”, ODB I, 1991).

canons and topics discussed were dogmatic and liturgi-cal issues. These meetings, led by the Patriarchate, were joined by bishops residing in or around the capital or those visiting. The origin of these meetings goes back to the 4th century when Constantinople became the capital.

Endemousa synodos was used in A.D. 448 as a technical term for the first time. It was natural for individual bish-ops to be close to the imperial capital for their personal and official affairs so they could communicate their wishes and complaints. Initially, because of its very nature, the attendance compositions of these synods were not fixed. However, by the 9th century it was restricted to metropolitans, autocephalous archbishops, and the five administrative functionaries of the Patriarchate. Its membership again increased after the Turkish conquests of the 11th century when the subse-quent growth of fugitive bishops were residing at Constantinople. Larger councils were convened in the Palaiologian period but they were not endemousai syno-doi (A. Papadakis, “Endemousa Synodos”, ODB I, 1991).

Res. 2 Myra, İç nartheks, tonozdaki sinod sahnesi Fig. 2 Myra, inner narthex, synod scene on the vault

Olympos antik kenti 2009 yılı sezonu kentin bir kaç yerinde eş zamanlı olarak yürütülen kazı, sondaj, belge-leme ve koruma çalışmalarından oluşmaktadır*.

S5-IX (Giriş Kompleksi) Kazı ve Belgeleme

Kentin batı yönündeki girişinde, kuzey ve güney nekro-pol alanının arasında kalan kısımda iki yapı yer almakta-dır. Bunlardan ilki, geçen sene kazı çalışmaları yürütülen

“Yarım Bazilika” olarak tanımladığımız Bizans kilisesidir.

Bu yapının 15 m. kadar doğusunda işlevi belli olmayan ve kent girişine yakın olduğu için “Giriş Kompleksi” ola-rak adlandırdığımız Ortaçağ yapısı, 2009 sezonunda kazı çalışmaları yürütülen alanlardan biridir (Plan 1 Çiz. 1). Bu alanda kazı yapılmasının temel amacı yapı işlevine dair soruları netleştirmektir. Yapı duvarları moloz taş, kaba-yonu moloz taş ve düzensiz seyrek olarak kul-lanılan tuğla-kiremit parçalarıyla inşa edilmiştir ve ilk aşamada çıkarılan malzeme bu duvarlara ait yıkıntı taba-kasına aittir. Moloz taşların azalmaya başladığı kotlardan itibaren harçla karışık toprak tabakada az sayıda seramik kap parçası ele geçmiştir. Yapının çok sayıda mekân içer-mesi nedeniyle, tek bir kazı sezonunda tamamlanayaca-ğı düşünüldüğünden bazı mekânların içinde sondaj açılarak derinleşilmiş ve zemin aranmıştır. Bu sondajlarda

* 2009 yılı Olympos ören yeri çalışmaları Anadolu Üni-versitesi’nden Yrd. Doç. Dr. E. Uçkan, Yrd. Doç. Dr. Z.

Demirel Gökalp, Arş. Gör. M. Öztaşkın, Dokuz Eylül Üni-versitesi’nden Öğr. Gör. Y. Mergen, Pamukkale Üniver-sitesi’nden Öğr. Gör. G. Öztaşkın, Anadolu ÜniverÜniver-sitesi’nden doktora öğrencisi, S. Evcim, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, doktora öğrencisi Ö. E. Öncü, Sanat Tarihi lisans öğrencileri S. Kılıç, M. C. Uzun, S. Sertel, G. Karakaş, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi F. Türkmen, Bakanlık Temsilcisi olarak Erzurum Müzesi’nden Arkeolog G. Altunkaynak’ın katılımıyla 03-31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışma iznini veren Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne, maddi destek sağlayan, Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü’ne (AKMED) teşekkür ederiz.

The 2009 campaign at Olympos comprised excavations, soundings, documentation and conservation carried out simultaneously at several locations in Olympos*.

Excavation and Documentation Work at S5-IX (Entrance Complex)

There are two buildings between the north and south necropolis by the west gate of the city; the first one is the so-called Yarım Bazilika (Half-Basilica), a Byzantine church, with the second being a medieval building of unknown function, and only 15 m. east of this structure.

We named this the Entrance Complex due to its proxim-ity to the cproxim-ity gate. Excavations were begun here in 2009 (Plan 1 Dwg. 1). The purpose of the Entrance Complex excavation is to clarify queries regarding its function. The walls were built of roughly cut rubble stones with irregu-larly inserted brick-fragments. The material removed belonged to the debris of the walls which had fallen. As the remaining rubble was examined, the mixed fill con-tained very few potsherds. Since the building was com-prised of multiple rooms, the complete excavation could not be finished in a single campaign. Thus, soundings were dug to explore the floor level. The soundings contained a layer of numerous potsherds, glass vessel

* The team members of the 2009 campaign at Olympos were Asst. Prof. Dr. E. Uçkan, Asst. Prof. Dr. Z. Demirel Gökalp and research asst. M. Öztaşkın, Anadolu University; lecturer Y. Mergen, Dokuz Eylül University and lecturer G. Öztaşkın, Pamukkale University; S. Evcim, doctorate student, Anadolu University; Ö. E. Öncü, doctorate student, Istanbul Univer-sity Dept. of Archaeology; S. Kılıç, M. C. Uzun, S. Sertel and G. Karakaş, undergraduate students; History of Art Depart-ment; F. Türkmen, student School of Fine Arts Dokuz Eylül University. State representative was archaeologist G.

Altunkaynak, Erzurum Museum. The campaign lasted from August 3rd to 31st. We would like to express our thanks to the General Directorate of Cultural Heritage and Museums, Min-istry of Culture and Tourism for issuing the permission, and Suna & İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civi-lizations (AKMED) for their financial support.

Im Dokument News of Archaeology from (Seite 62-67)