• Keine Ergebnisse gefunden

The Effect of Fiscal Policy on Private Sector Savings

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Aktie "The Effect of Fiscal Policy on Private Sector Savings"

Copied!
9
0
0

Wird geladen.... (Jetzt Volltext ansehen)

Volltext

(1)

Munich Personal RePEc Archive

The Effect of Fiscal Policy on Private Sector Savings

Erdogdu, Oya Safinaz

28 November 2007

Online at https://mpra.ub.uni-muenchen.de/8681/

MPRA Paper No. 8681, posted 10 May 2008 02:14 UTC

(2)

Özel Sektör Tasarruflarında Mali Politika Etkileri

1. Mali Politikaların Do rusal Olmayan Etkileri :

Mali politikalarının tüketim / tasarruf üzerinden gelen olası reel etkileri, modelin statik / dinamik olmasına, faiz ve gelir duyarlılı ına, bekleyi lere ve politika komposizasyonuna göre de i mektedir. Standart IS-LM modeli, para politikası ile kar ılanmayan geni letici mali politikanın, gelir ve faiz oraninda ve dolayısıyla toplam talepte bir artı a, faiz artı ı üzerinden de özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarında engelleme etkisine sebep olaca ını öne sürmektedir. Sonlu zaman modellerinde finansman yönteminden ba ımsız olarak özel sektör tasarruflarında meydana gelen azalma, enflasyon ve gelir

bekleyi lerinin içerildi i yeni IS-LM modellerinde de vurgulanmaktadır. Geni letici mali politikaların geni letici etkiler yaratıp özel sektör tasarruflarını azaltaca ını vurgulayan Keynesyen analize kar ılık, özellikle bekleyi lerin tüketim davranı larına etkisinin vurgulandı ı zamanlararası modeller, geni letici mali politikaların borç akümülasyonu yarataca ı ve dolayısıyla ekonomide daralmaya sebep olaca ını vurgulanmaktadır. Barro – Ricardo hipotezi cari vergi oranlarında bir de i iklik olmadı ı durumda, artan kamu harcamalarınin gelecek dönem vergilerle finanse edilme olasılı ı kar ısında bireylerin ömürboyu net gelirlerinin de i mesini bekleyece ini vurgulamaktadır. Bu ko ullar altında özel sektör tüketiminde meydana gelen azalma kamu harcamalarındaki artı ın yarataca ı pozitif talep etkisini ortadan kaldırabilmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki sonsuz zaman modellerinde “complete tax discounting” ve “tax distortions” olmadi i ko ulları altinda kamu harcamaları ulusal tasarruflar üzerinde etkisizdir.

Giavazzi ve Pagano (1990), Bertola ve Drazen (1993), Blanchard(1990), De Mello, Kongsrud ve Price (2004) ve Sutherland(1997) ba ta olmak üzere, stabilizasyon programlarının beklenmeyen etkiler yaratması üzerine yapılan teorik ve ampirik çalı malar, mali politikaların reel etkisinin beklenen mali geli meler ve mevcut mali ko ullara ba lı olarak de i ebildi inden, statik modellemelerin eksik kaldı ını, özel sektör tüketim davranı larının do rusal olmayan yöntemler kullanılarak modellenmesi gerekti ini vurgulamaktadır. Bu konuda yapılan çalı malar mali politikaların Keynesyen / Keynesyen olmayan olarak adlandırılan etkilerini, ba langıç dönemi mali de i kenlerin de erine, politika kompozisyonuna, mali okun katılı ına ve bütçe açı ının

sürdürülebilirli ine ba lamaktadır.

Bu çalı malar, ba langıç bütçe açı ının yüksek olmadı ı ve / veya bütçe açı ının sürdürülebilir oldu u durumlarda geni letici mali politikaların Keynesyen öngörüyü desteklemekte oldu unu ve geni letici etkiler yarattı ını göstermektedir. Ancak yüksek borç oranı altında borç ile kamu açı ı fınansmanı, bir stabilizasyon programı

uygulanacagı beklentisi yarataca ından ekonomide daralmaya sebep olacaktır. Bertola ve Drazen (1993) ve Perotti (1999) mali politikların ulusal tasarruflar üzerindeki etkisini, bireylerin stabilizasyon politikalarının uygulanaca ı beklentisi üzerinden

modellemektedir. Kamu harcamaları artı ı, stabilizasyon politikaları uygulanaca ı beklentisini vurgulayan e ik de erin altinda kaldı ında geni letici mali politikalar özel sektör tüketim harcamalarının artmasına ve ulusal tasarrufların azalmasına sebep

olacaktır. Kamu harcama oranı ya da kamu borç oranı üzerinden tanımlanan söz konusu

(3)

e ik de er a ıldı ında ise geni letici mali politika, borç finansmanının stabilizasyon poitikası uygulanmasını zorunlu kılaca ı beklentisini yarataca ından, özel sektör tüketimini büyük oranda azalatacaktır.

Bu çalı ma Türkiye ekonomisinde mali politikaların özel sektör tasarrfuları üzerindeki olası do rusal olmayan etkilerini analiz etmektedir. Bu amaçla Bölüm 2’de ayrıntıları verilen e ik de er vektör autorregresyon (Threshold VAR, TVAR) metodolojisi kullanılmaktadır. Çalı mada kullanan veri ve analiz sonuçlarını Bölüm 3’te, genel bir de erlendirme ise Bölüm 4’te verilmi tir.

2. Threshold (E ik De er) VAR Metodolojisi:

Zaman serilerinde do rusal olmayan prosesler Tong (1978) ve Tong ve Lim(1980) tarafından modellenmi tir. Özellikle sistemde asimetri veya periyodik hareketlerin modellemesinde kullanılan e ik modelleri, sistemin tanımlı oldu u uzayın birden fazla Euclid uzayına bölündü ünü, dolayısıyla farklı rejimlerin söz konusu olabilece ini varsayar. Her Euclid uzay dilimi içinde sistem do rusal hareket etmekte ancak uzayın tamamı gözönüne alındı ında en az iki farklı rejim sözkonusu ise, sistemin do rusal olmayan bir ekilde hareket etti i görülmektedir. Tong ve Lim (1980) tarafından e ik de i keni ile modellenen do rusal olmayan modeller Tsay (1989) ile uygulaması kolay sistemler olarak modellenmi tir. Sistemdeki do rusal olmayan prosesler sistemin özelliklerine ba lı olarak e ik otoregresyon (Threshold Autoregression, TAR), e ik vektör otoregresyon (Threshold Vector Autoregression, TVAR) ve e ik e bütünle me (Threshold Cointegration) sistemleri ile modellenmektedir.

Teorik modellerin vurguladı ı asimetri, rejim de i ikli i ve benzeri sebeplerden meydana gelen do rusal olmayan ili kileri modelleme yöntemlerinden biri olan e ik vektör

otoregresyon (Threshold Vector Autoregression, TVAR) yöntemi rejim de i ikli i altında sisteminin farklı çalı aca ı olasılı ını içeren daha genel bir VAR modelidir.

xtendojen de i kenler verktörü, A(L),B(L)ve A2(L),B2(L)cari dönem ve zaman aralı ı etkilerini gösteren polinom matrisleri, etyapısal, ctd e ik de i keni, γ e ik de eri ve

(.)

I indikatör fonksiyonu iken TVAR modeli:

xt =Axt+B(L)xt1+

(

A2xt+B2(L)xt1

)

I(ctd >γ)+et (1) Denklem sistemi (1) ekonominin iki farklı ekilde çalı masına olanak tanımaktadır.

>γ

−d

ct iken I(ct−d >γ)1 de erini almakta ve, D=A+A2 veE(L)=B(L)+B2(L)

iken sistem a a ıda verildi i ekilde modellenmektedir:

xt =Dxt+E(L)xt−1+et (2) Ancakct−d <γ iken I(ct−d >γ)0 de erini almaktadır bu durumda sistem a a ıda verildi i

ekilde modellenmektedir.

xt =Axt +B(L)xt−1+et (3) Denklem (2)’den de anla ılabilece i üzere rejim de i ikli i hem zaman aralı ı polinom matrisinde hemde cari dönem ili kileri gösteren polinom matrisinde de i ime sebep olmaktadır.

(4)

Modelde e ik de eri biliniyor olsa idiA2 =B2(L)=0 hipotezinin test edilmesi ile e ik de eri etkisinin varlı ı tartı ılabilirdi ancak e ik de er bilinmedi inden TVAR modelini tahmin edip, okların etkilerini incelemeden önce γ düzeyinin tahmin edilmesi

gerekmektedir. Bu amaçla, Tsay (1989)’un tek denklem için önerdi i yöntem denklem sistemi olarak genellenmi ve denklem (1)’de verilen model olası tüm e ik de erleri için en küçük kareler yöntemi ile tahmin edilmi ve her düzey için rejim de i ikli i yoktur hipotezi altında Wald test sonuçları elde edilmi tir. Balke (2000)’in de kullandı ı bu metodoloji e ik de er testi için üç ayrı istatistik hesaplanmaktadır. Olası tüm e ik de er düzeyleri içinde maksimum Wald istatisti i sup-Wald, ortalama Wald istatistik de eri avg-Wald ve exponential Wald istatistikleri toplamı exp –Wald olarak gösterilmi tir. Söz konusu istatistiklerin da ılımları Hansen (1996) ile hesaplamı tır.

VAR modellerinin genelle tirilmi hali olan TVAR modelleri dinamik analiz araçlarının daha dikkatli kullanılmasını zorunlu kılmaktadır.

VAR modellerinde etki tepki analizleri, dı sal bir ok kar ısında sistemde tanımlı de i kenlerin alması beklenen de erleri ifade etmektedir. okların etkisinin

tanımlanabilmesi için VAR vektör moving average (VMA) modeli olarak tanımlanması zorunludur.

xt =µ+εt +Ψi(L)eti

Sistemin etki tepki fonksiyonu t1zamani bilgi seti, t1 altında di er tüm oklar veri iken t zamanda j inci de i kenden kaynaklanan okun,ej,t, t+s döneminde i inci de i ken üzerindeki etkisinin hesaplandı ı fonksiyondur.

jt s t i

s e

x

=

Ψ ,+

Ancak rejim de i ikli i altında VMA modeli oklar cinsinden do rusal olarak modellenemeyecektir. Dolayısıyla etki tepki analizleri ba langıç dönemi bilgi seti yanında okların büyüklük ve yön (pozitif veya negatif olmaları) bilgileri ile

hesaplanmalıdır. Balke (2000) bu amaçla etki tepki analizlerini beklenen ko ullu de erler olarak tanımlamaktadır.

E

[

xt+st1,et

] [

Ext+st1

]

Bilgi seti veri iken meydana gelen ok kar ısında de i kenlerin aldı ı de erler

simulasyon yöntemi ile hesaplanmaktadır. Gerçekle en de erlerin ortalaması beklenen ko ullu de er olarak alınmakta ve s zaman birimi içinde de i kenlerin her birinin söz konusu dı sal oka tepkileri hesaplanmaktadır.

Söz konusu teorik modelleme yönteminin özel sektör tasarruflari için uygulanmasından elde edilen ampirik bulgular takip eden bölümde verilmi tir.

3. Veri ve Analiz Sonuçları:

Analizlerde kullanılan tüm veriler Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ve Devlet Planlama Te kilatı (DPT)’ından alınmı tır. Kamu borçlarının gayri safi milli

hasılaya oranındaki fark, f mali sektör de i keni olarak,özel sektör tasarruflarının gayri safi milli hasılaya oranındaki büyüme ise tasarruf, sde i keni olarak kullanılmaktadır. Reel faiz oranı, r

(5)

gayri safi milli hasıla deflatörü kullanılarak 3 aylık faiz oranından hesaplanmı ve modelde I(0) olan de i im serisi kullanılmı tır. Dura an olmayan serilerin modelde do rusal olmayan etkiler yaratmasını engellemek için, Tablo 1’de de görülebilece i gibi, modelde kullanılan tüm seriler I(0)’dır.

Tablo 1. Birim Kök Testleri:

Augmented Dickey- Fuller Phillips- Perron f -6.91 (0.00) -6.81 (0.00) s -3.53 (0.01) -9.82 (0.00) r -7.89 (0.01) -10.39 (0.00)

*Parentez içinde verilen de erler p olasılık de erlerdir. Testler için 1% kritik de eri -3.52’dir. Augmented Dickey Fuller istatistikleri için Schwarz Information kriteri kullanılmı tır. Verilen birim kök istatistikleri sabit de erin kullanıldı ı modeller için hesaplanmı tır. Sabit de er ve trend’in yer aldı ı modeller için de birim kök istatistikleri hesaplanmı , ancak trend de i keninin modellerde istatistiki olarak anlamlı olmadı ı görülmü tür.

Parsimonious özeli i yüzünden seçilen Schwarz Information (SC) kriteri önerisi ile söz konusu de i kenler bir zaman aralı ı, üç hareketli ortalama (moving average) ve bir gecikme ile modellenmi ve sistemde rejim de ikli i yoktur hipotezi, bölüm 2’de verilen yöntem kullanılarak Wald istatistikleri ile test edilmi tir .

Tablo 2. E ik De i keni Testleri

Tahmin Edilen E ik De eri

Sup- Wald

Avg- Wald

Exp- Wald Kamu Açıkları

Lag 1, MA = 3, d = 1

γ =0.014 99.91 (0.00)

76.87 (0.00)

47.41 (0.00)

*Parentez içinde verilen de erler Hansen (1996) yöntemi ile hesaplanmı p de erleridir. Sup-Wald, Avg- Wald ve Exp-Wald istatistikleri için hesaplanan 1% kritik de erleri sırasıyla, 26.57, 16.70 ve 9.98’dir.

Hesaplanan Sup-Wald, Avg-Wald ve Exp-Wald istatistikleri tasarruflar, kamu borçları ve faiz oranından olu an sistemde iki farklı rejimin var oldu unu göstermi tir. Tahmin sonuçları kamu borçlarında yüzde 1.4 oranında yapılan bir artı ın söz konusu sistemde rejim de i ikli i yarattı ını göstermektedir. Kamu borçlarındaki üç aylık artı ın yüzde

%1.4’ten yüksek oldu u dönemler yüksek borç rejimi –Rejim 1, tersi durum ise dü ük borç rejimi –Rejim 2 olarak adlandırılacaktır.

Grafik 1. kamu borçları ve rejim de i ikli ine yol açtı ı tahmin edilmi olan e ik

de erini birlikte göstermektedir. Genel olarak 1990, 1992, 1994 yılları ikinci ve üçüncü, 1995:2 – 1996:1 dönemi haricinde Türkiye ekonomisi 1998 yılına kadar dü ük borç rejimi altında hareket etmekte. Özellikle 2000:3 – 2001:4 dönemi açıkça yüksek borç rejimine i aret etmektedir. 1998 yılı ikinci çeyre inde görülen yüksek borç rejimi- iki dönem hariç- 2001 son çeyre ine kadar devam etmektedir. Söz konusu dönem 1997 - 2002 koalisyon dönemine denk gelmektedir ve 2001 yılı Türkiye ekonomisinde kriz dönemidir.

(6)

Grafik 1. E ik De eri ve Kamu Borçları:

-.6 -.4 -.2 .0 .2 .4 .6 .8

90 92 94 96 98 00 02 04 06

Grafik 2. Özel Sektör Tasarruf Oranı ve Kamu Borç Oranı

0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8

1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006

Özel Tasarruf Oranı Kamu Borç Oranı

Grafik 2 özel sektör tasarruf ve kamu borç oranını yıllık bazda birlikte göstermektedir.

Özel kesin tasarrufları 1994 yılı birinci çeyre inde ya anan ekonomik krizi takiben kamu borç oranı ile birlite azalmaktadır. Daraltıcı mali politikanın geni letici etkiler yarattı ı bu dönem 1995-1996 arası kamu borç oranındaki azalı a kar ılık özel kesim tasarruflarının artmasıyla kar ılanıyor.1995 -1996 döneminde görülen mali politikaya kar ı olu an Keynesyen etkiler Grafik 1’den de görülebilece i üzere dü ük borç dönemine denk gelmekte. Aynı dönem reel olarak gayrisafi milli hasıla artı ı, (1994 kriz dönemindeki

%4.5’lik daralmaya kar ılık) yüzde 7 olarak hesaplanmakta1.

1998 -2001 yılları ise kamu borç oranı ile özel sektör tasarruf oranının aynı yönde hareket etti i bir dönem olarak görünmektedir.Geni letici mali politikaların daraltıcı etkiler yarattı ı bu dönem Grafik 1’de Keynesyen olmayan etkilerin görülmesi beklenen yüksek borç dönemine i aret etmektedir.

Sistemde yer alan de i kenlerin oklara etkisini analiz edebilmek için bölüm 2’de

tanımlanan etki tepli fonksiyonları tahmin edildi. Bu amaçla kamu borçlarının cari dönem

1 Reel gayri safi milli hasıla büyüme oranı 1994 yılında %- 4.5, 1995 yılında %7, 1996’da % 6.9, 1998’de

% 3. 5 ve 1999 yılında % -4.6 olarak hesaplanmıstır. Bu büyüme oranı 2002 yılından itibaren ise ortalama

(7)

faiz oranından etkilenmedi i ve özel sektör tasarruflarının faiz oranının bir fonksiyonu oldu u varsayımı altında, modelde yer alan de i kenler cari dönem matrisinde {f, r ve s}

sırası ile yerlestirildi. Elde edilen etki tepki fonksiyonları Grafik 3’de verilmi tir.

Grafik 3. Etki Tepki Fonksiyonları:

Rejim 1: Tasarrufların Faiz oklarına Tepkisi

-0.02 -0.015 -0.01 -0.005 0 0.005 0.01 0.015 0.02

0 5 10 15 20

+2-SD -2-SD

+1-SD -1-SD

Rejim 2: Tasarrufların Faiz oklarına Tepkisi

-0.01 -0.005 0 0.005 0.01

0 5 10 15 20

+2-SD -2-SD

+1-SD -1-SD

Rejim 1: Tasarrufların Mali oklara Tepkisi

-0.03 -0.02 -0.01 0 0.01 0.02 0.03

0 5 10 15 20

+2-SD -2-SD

+1-SD -1-SD

Rejim 2: Tasarrufların Mali oklara Tepkisi

-0.006 -0.004 -0.002 0 0.002 0.004

0 5 10 15 20

+2-SD -2-SD

+1-SD -1-SD

Bilindi i gibi faizin tasarruflar üzerinde faiz ve servet etkisi olarak adlandırılan iki tür etkisi vardır. Faiz etkisi faizlerde bir artı oldu unda daha yüksek getiri elde etmeyi amaçlayan bireylerin tasarruflarını artırdı ını göstermektedir, ancak bireylerin yüksek miktarda kamu ka ıdı tuttu u dönemlerde faizlerdeki bir artı servetlerin artmasına sebep olmaktadır. Bu servet artı ının tüketimi tetiklemesi ise servet etkisi olarak

adlandırılmaktadır. Grafik 3 faiz artı ının yüksek borç rejimi altında tasarrufların azalmasına, dü ük borç rejimi altında ise artmasına sebep oldu unu göstermektedir. Bu durumda Rejim 1 olarak ifade edilen yüksek borç döneminde faiz artı ının servet etkisi yarattı ı ve tasarrufları negatif etkiledi i, Rejim 2 olarak adlandırılan dü ük borç döneminde ise faizlerdeki bir artı ın bireylerin yüksek getiri elde etme güdüsünü tetikledi i ve tasarrufların artırmasını sa ladı ı görülmektedir.

Mali daralmanın etkilerine bakıldı ında ise kamu borcundaki bir azalmanın her rejimde ilk dönem tasarruflarını artırdı ı görülmektedir. Ancak kamu borcu artı ının dü ük oldu u dönemlerde, yüksek borç döneminin aksine yakla ık bir yıl boyunca tasarrufların artmaya devam etti i görülmektedir. Keynesyen modellerde görülen mali geni lemenin geni letici etkisi bu ekonomide dü ük borç dönemleri altında görülmekte ve Bertola ve Drazen (1993) ve Perotti (1999) tarafından Keynesyen etkilerin dü ük bütçe açı ı ve /veya sürdürülebilir kamu borcu altında geçerli oldu u tezini desteklemektedir.

(8)

4. Sonuç:

Bu çalı ma literatürde yer alan teorik ve ampirik çalı maları takiben, ömür boyu gelir hipotezi altında mali politikaların olası özel sektör tüketim / tasarruf etkilerini Türkiye için do rusal olmayan yöntemlerle ampirik olarak analiz etmektedir. TVAR

metodolojisinin kullanılması faizin ve geni letici mali politikaların, geni letici etkiler yaratabilmesi için gerekli e ik de erin tespit edilmesini sa lamı tır. Kamu borcu üç aylık artı oranı için yüzde %1.4’ün Keynesyen ve Keynesyen olmayan politika etkileri için e ik de er oldu unu göstermektedir. Sonuçlar bu e ik de erin a ıldı ı durumda mali politikanın Keynesyen olmayan etkiler yarataca ını vurgulayan çalı maları

desteklemektedir.

Referanslar:

Balke, N.S. (2000) “Credit and Economic Activity: Credit Regimes and Nonlinear Propagation of Shocks” The Review of Economics and Statistics, 82 (2), 344-349.

Barro, R. (1974), “Are government bonds net wealth?,” Journal of Political Economy, Vol. 82.

Bertola G.ve A.Drazen (1998)“Trigger Points and Budget Cuts: Explaining the Effects of Fiscal Austerity” American Economic Review, 1170 -1188

De Mello, L., P.M. Kongsrud, ve R.W.R. Price, (2004) “Saving behaviour and the effectiveness of fiscal policy”, OECD Economics Department Working Paper No. 397.

Giavazzi, F. and M. Pagano (1990) Can Severe Fiscal Contractions Be Expansionary?

Tales of Two Small European Countries, NBER Macroeconomics Annual, 5, 75-111.

Hansen, B.E., (1996) “Inference when a nuisance parameter is not identified under the null hypothesis” Econometrica, 64, 413–430.

Perotti, R. (1999), “Fiscal policy in good times and bad” Quarterly Journal of Economics, Vol. 114.

Sutherland A. (1997) “Fiscal Crises and Aggregate Demand: Can High Public Debt Reverse the Effects of Fiscal Policy?” Journal of Public Economics, 147-162

Tong, H. (1978), “On a threshold model in pattern recognition and signal processing”, ed.

C.H.Chen, Amsterdam:Sijhoff ve Noordohoff

Tong, H ve K. S. Lim (1980), “Threshold Autoregression, Limit Cycles and Cyclical Data” Journal of the Royal Statistical Society, B, 42,245 -292

(9)

Tsay, Ruey (1989), “Testing and Modeling Threshold Autoregressive Processes” Journal of American Statistical Association, Vol.84, ISS,405, 231 -240

Tsay, R.S. (1998) “Testing and modeling multivariate threshold models” Journal of the American Statistical Association, 93, 1188–1202.

Referenzen

ÄHNLICHE DOKUMENTE

Araştırmada öğrencilerin iş ahlakı algısı ile özel sektör ve kamu çalışanlarının iş ahlakı tutumları arasındaki farklılıklar, her bir grubun demografik bilgileri

Our study intends to analyze the effectiveness of fiscal policy for the case of Mexico, through the impact of government revenue and expenditure on GDP.. We use a four–lag

A recent (and very much “in progress”) literature estimates the effects of fiscal policy using plausibly exogenous variation in government spending at the sub-national level.. 5

According to the Table 5, ceteris paribus a one percent increase (decrease) in the real budget expenditures leads to 0.35-0.40 percent increase (decrease) in the real non-oil GDP

We follow closely this set of proposals and develop a multiple instruments fiscal policy model, based on the Turnovsky (1999) proposal, of an open economy model with an elastic

Özel sektör açısından ise durum 1966 1979 döneminde kamu sektörü ile benzerlik gösterirken, ithalat, ihracat ve endüstri içi ticaret fiyat maliyet marjını negatif

The aims of this paper are: (1) to review the literature of the main conceptual frameworks which link the fiscal policy and the dynamic of real sector, especially on

The income generated by these fees and taxes is added to the budgets of the member states of the European Union and can be used to finance the environment protection actions but